Cesur Yürek

Tarih: 20.09.2025 15:29

Vicdan ve Vefa: İnsanlığın Sessiz Muhafızları

Facebook Twitter Linked-in

Toplumların ayakta kalabilmesi sadece kanunlarla, kurallarla ya da kurumlarla mümkün değildir. Bazen en büyük adalet terazisi, insanın kendi kalbinin derinliklerinde gizlidir. İşte bu yüzden vicdan ve vefa, insanlığın sessiz muhafızlarıdır.

Vicdan, insanın içindeki hakemdir. Bazen mahkeme salonlarından çok daha gür bir ses çıkarır; çünkü herkesin içinde saklı olan o ses, yanlışla doğruyu ayırmaya çalışır. Bir çıkar uğruna göz ardı edilen hak, bir masumun sessiz çığlığı ya da görmezden gelinen bir adaletsizlik, vicdanın tokmağını indirir. Sessizdir belki ama insanı uykusuz bırakacak kadar güçlüdür.

Vefa ise vicdanın kardeşidir. İnsan, vefasıyla değer kazanır. Bir dostun hatırını unutmamak, geçmişte bir fincan kahvenin kırk yıllık hatırına sahip çıkmak, yaşlanmış bir büyüğün kapısını çalmak ya da zor gününde yanında olduğumuz insanların elini tutmak… İşte bunlar vefanın hayatımızdaki yansımalarıdır.

Bugün hızlı tüketilen dostlukların, çıkar ilişkileriyle zayıflayan bağların arasında vicdan ve vefa, sanki rafların en arkasına itilmiş iki kavram gibi duruyor. Oysa bu iki değer kaybolduğunda, toplumun çimentosu da çatlamaya başlıyor. Çünkü vicdan, adaleti; vefa, insana olan güveni temsil eder.

Belki de bize düşen, en başta kendi iç sesimize kulak vermek. Bir karar alırken sadece “bana ne kazandırır?” diye değil, “başkasına ne kaybettirir?” diye sormak. Dostluklarımızda, aile bağlarımızda ya da komşuluk ilişkilerimizde, çıkar yerine vefayı koymak. Çünkü unutmayalım: Vicdanı olmayanın adaleti olmaz, vefası olmayanın da dostluğu olmaz.

Toplumların geleceği ne teknolojide ne de ekonomide gizlidir; asıl mesele, kalplerimizdeki vicdanı ve vefayı diri tutabilmektir. Çünkü insanı insan yapan, en çok da budur.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —